Haber-Fotoğraf: Umut IŞIK
Moda olduğu söylenilen bir ürünün çıktığı anda herkesin o ürüne aşırı talep gösterdiğini söyleyen Sanış, aynı ürünün hem ucuz hem de pahalısının piyasaya sürüldüğünün altını çizdi. Belli başlı markalar dışında ürünlerin ucuzlarının çakması olduğu anlamına gelmediğini söyleyen Sanış, Bir ürün çıkıyor. Bu oyuncakta olabilir, kıyafette olabilir, ayakkabıda olabilir. Herkes bu ürünün peşinde koşuyor. Atıyorum bu ürün çok sattığı için buna herkes ulaşmak istediği için bu ürünün hem ucuzu, hem pahalısı var. Aslında bu ürünün ucuz olması onun sahte olduğu anlamına gelmez. Bunu herkes talep ettiği için her atölye, her fabrika belli bütçelere göre yapıyor. Burada hem ucuzu hem pahalısı var. Aslında bu ürünlerin arasında ufak nüanslarla fiyat farklılığı var. Yani burada dikkat edilmesi gereken nüans hangi ürün olursa olsun. Ucuz ise bu ürünün orijinali değildir demenin bir anlamı yok. Tırnak içinde söylüyorum. Belli başlı markaların bu konunun dışında tutuyorum. Onların tabi ki taklitleri var. Gündelik hayatta kullandığımız kıyafette, ayakkabıda, oyuncakta bu ürün sattığı için ürünün ucuzunu kendi atölyelerimizde yerli olarak üretiyoruz. Türkiye’de şunu kabul edelim. 2020 lira askeri ücretin olduğu bir ülkede herkes bu ürünü belli bir fiyatta alamaz. Çünkü neredeyse bazı ürünler insanların aldığı ücretin yüzde 80’ine yakın rakamlar oluyor. Bununda alternatifi üretiliyor. Türkiye’de üretiliyor bunlar. Aslında piyasada ailelerin içerisindeki sosyo-ekonomik dengeyi ayakta tutuyor. Onun ucuz olduğunu alanda biliyor, satanda biliyor. İnsanların o an ki sorunlarına pansuman yapmış oluyoruz. Ailenin içerisindeki sıkıntıyı da çözmüş oluyoruz. Bir ürünün 600-700 lira olduğunu düşünün bide bunun benzerinin 50-60 lira olduğunu düşünün şimdi insanlar 600-700 lira vermeyeceği için daha ucuz bir ürün aldığında o evin içerisindeki sıkıntı da ortadan kalkmış oluyor. Türkiye’de kendi ismi ile üretilen yerli ürünler tamamen yasaldır. Ve vergiye tabiidir. Şahıs kendi ismini kendi logosunu yaptıysa ürün çıkarıyorsa bunların hepsi bizim ülkemizde üretilip Türkiye’de satılan ürünlerdir” dedi.
“ORTADOĞU PAZARINDA TÜRK MALLARINA TALEP FAZLA”
Ortadoğu pazarında Türk mallarına talebin fazla olduğunu söyleyen Sanış, hem kalite hem de sağlamlık yönünden özellikle ürünlerin Uzakdoğu olup olmadığının sorulduğunu dile getirdi.
Sanış, “Hem kalitesi hem sağlamlığı yönünden özellikle insanlar gelip ürünlerin Uzakdoğu olup olmadığını soruyor. Ürün ucuz ise Uzakdoğu ürünü demenin mantığı yok. Türkiye’de şu şartlarda iş gücü ucuz olduğu için ürünler ucuz çıkıyor. Ve dediğim gibi piyasa şartlarında yerin konumu, satışın yerine göre farklılık gösterebiliyor. Bu ürünlerin çoğu Türkiye’de üretiliyor. Aslında biz Türkiye’de bazı sektörlerde hakikatten şuan da kalite bazında ve fiyat bazında hem Avrupa ile hem de dünya ile rekabet edebiliyoruz. Belli ürünlerdeki tüketimde aslında bunun daha da çoğalması lazım. Bu ürünler ise ayakkabı, Tekstil, oyuncaktır. Ama bunların çoğalması lazım sadece 3-4 tane başlık altında kalmaması gerekiyor” dedi.
Moda olduğu söylenilen bir ürünün çıktığı anda herkesin o ürüne aşırı talep gösterdiğini söyleyen Sanış, aynı ürünün hem ucuz hem de pahalısının piyasaya sürüldüğünün altını çizdi. Belli başlı markalar dışında ürünlerin ucuzlarının çakması olduğu anlamına gelmediğini söyleyen Sanış, Bir ürün çıkıyor. Bu oyuncakta olabilir, kıyafette olabilir, ayakkabıda olabilir. Herkes bu ürünün peşinde koşuyor. Atıyorum bu ürün çok sattığı için buna herkes ulaşmak istediği için bu ürünün hem ucuzu, hem pahalısı var. Aslında bu ürünün ucuz olması onun sahte olduğu anlamına gelmez. Bunu herkes talep ettiği için her atölye, her fabrika belli bütçelere göre yapıyor. Burada hem ucuzu hem pahalısı var. Aslında bu ürünlerin arasında ufak nüanslarla fiyat farklılığı var. Yani burada dikkat edilmesi gereken nüans hangi ürün olursa olsun. Ucuz ise bu ürünün orijinali değildir demenin bir anlamı yok. Tırnak içinde söylüyorum. Belli başlı markaların bu konunun dışında tutuyorum. Onların tabi ki taklitleri var. Gündelik hayatta kullandığımız kıyafette, ayakkabıda, oyuncakta bu ürün sattığı için ürünün ucuzunu kendi atölyelerimizde yerli olarak üretiyoruz. Türkiye’de şunu kabul edelim. 2020 lira askeri ücretin olduğu bir ülkede herkes bu ürünü belli bir fiyatta alamaz. Çünkü neredeyse bazı ürünler insanların aldığı ücretin yüzde 80’ine yakın rakamlar oluyor. Bununda alternatifi üretiliyor. Türkiye’de üretiliyor bunlar. Aslında piyasada ailelerin içerisindeki sosyo-ekonomik dengeyi ayakta tutuyor. Onun ucuz olduğunu alanda biliyor, satanda biliyor. İnsanların o an ki sorunlarına pansuman yapmış oluyoruz. Ailenin içerisindeki sıkıntıyı da çözmüş oluyoruz. Bir ürünün 600-700 lira olduğunu düşünün bide bunun benzerinin 50-60 lira olduğunu düşünün şimdi insanlar 600-700 lira vermeyeceği için daha ucuz bir ürün aldığında o evin içerisindeki sıkıntı da ortadan kalkmış oluyor. Türkiye’de kendi ismi ile üretilen yerli ürünler tamamen yasaldır. Ve vergiye tabiidir. Şahıs kendi ismini kendi logosunu yaptıysa ürün çıkarıyorsa bunların hepsi bizim ülkemizde üretilip Türkiye’de satılan ürünlerdir” dedi.
“ORTADOĞU PAZARINDA TÜRK MALLARINA TALEP FAZLA”
Ortadoğu pazarında Türk mallarına talebin fazla olduğunu söyleyen Sanış, hem kalite hem de sağlamlık yönünden özellikle ürünlerin Uzakdoğu olup olmadığının sorulduğunu dile getirdi.
Sanış, “Hem kalitesi hem sağlamlığı yönünden özellikle insanlar gelip ürünlerin Uzakdoğu olup olmadığını soruyor. Ürün ucuz ise Uzakdoğu ürünü demenin mantığı yok. Türkiye’de şu şartlarda iş gücü ucuz olduğu için ürünler ucuz çıkıyor. Ve dediğim gibi piyasa şartlarında yerin konumu, satışın yerine göre farklılık gösterebiliyor. Bu ürünlerin çoğu Türkiye’de üretiliyor. Aslında biz Türkiye’de bazı sektörlerde hakikatten şuan da kalite bazında ve fiyat bazında hem Avrupa ile hem de dünya ile rekabet edebiliyoruz. Belli ürünlerdeki tüketimde aslında bunun daha da çoğalması lazım. Bu ürünler ise ayakkabı, Tekstil, oyuncaktır. Ama bunların çoğalması lazım sadece 3-4 tane başlık altında kalmaması gerekiyor” dedi.