Şallı, Romanlar kadar fazla toplumsal varlıkları olmasa da ülkemizin toplumsal gurupları olan Abdallar, Domlar, Lomlar. Roman açılım politikalarında devletin resmi kayıtlarına 'Roman ve Roman gibi yaşayanlar' ibaresinin içinde yer aldığını söyledi.
Konuyla basın açıklaması yapan Şallı, “Toplumsal bakış olarak bu guruplara çingene olduğu yaklaşımı vardır. Çingeneler ile ortak bağları yoksullukla ilgilidir. Merhum halk ozanımız Neset Ertaş 'Dertli Yoldaş' türküsünde sitemini ruhunla birleştirerek; 'Zengin isen ya bey derler ya paşa fukaraysan, Abdal derler, ya çıngen haşa' demiştir.
Bu gurupların her birinin kendine özgü özel ve ayırt edici yaşam biçimleri, kültürel farklılığı, hayat felsefeleri, inanç sistemleri olduğu gibi kendine özgü dilleri vardır. Bazı Roman savunucular bu toplumsal gurupların Romanlarla birlikte anılmasından rahatsız olmalarını anlamak bana göre bencilik, ayrımcılıktan başka bir anlam taşımamaktadır. Özünde bu guruplarla aynı ortak kaderi paylaşıyoruz. Toplumsal eşitlik, sosyal refah arıyoruz. Bizler bu ülkede Abdal, Dom, Lomda bizim insanımız diyemiyorsak yaptığımız bencilik değil ise nedir?
Bu ülkede çingene -Roman gerçeği olduğu kadar bu gurupların varlığını da yok saymak, hazmedememe duygusundan öte gitmeyeceği gibi, karşı çıkanların Romanlar üzerinden ikbal beklentisini güçlü tutmak mıdır? Almanya da bile Roman meselesi yazılırken ‘Zigeuner-Sinti ‘ veya ‘Roma und Sinti’ yani Roman ve diğer Roman gurubu olarak Sinti’lerden söz eder. Birlikte yaşamak dediğimiz bütüncül düşünce içinde bu toplumsal gurupları yok saymak haksızlıktır. Diyarbakır'daki Domları. Gaziantep'teki Abdalları anlayamayan zihniyetler Roman meselesini daha da siyasallaştırır. Meseleyi Roman milliyetçiliğine getirir. Bu tür savunuculuk hareketleri asla fayda getirmez. Birlikte yaşamak dediğimiz bütüncül düşünce içinde bu toplumsal gurupları yok saymak, Romanları da yok saymaktır.
Bizi ayrıştıranlardan farkımız kalmaz. Konuya büyük Türkiye olarak bakmak gerekir. Ayrıştırmadan, ötekileştirmeden” ifadelerini kulandı.
Konuyla basın açıklaması yapan Şallı, “Toplumsal bakış olarak bu guruplara çingene olduğu yaklaşımı vardır. Çingeneler ile ortak bağları yoksullukla ilgilidir. Merhum halk ozanımız Neset Ertaş 'Dertli Yoldaş' türküsünde sitemini ruhunla birleştirerek; 'Zengin isen ya bey derler ya paşa fukaraysan, Abdal derler, ya çıngen haşa' demiştir.
Bu gurupların her birinin kendine özgü özel ve ayırt edici yaşam biçimleri, kültürel farklılığı, hayat felsefeleri, inanç sistemleri olduğu gibi kendine özgü dilleri vardır. Bazı Roman savunucular bu toplumsal gurupların Romanlarla birlikte anılmasından rahatsız olmalarını anlamak bana göre bencilik, ayrımcılıktan başka bir anlam taşımamaktadır. Özünde bu guruplarla aynı ortak kaderi paylaşıyoruz. Toplumsal eşitlik, sosyal refah arıyoruz. Bizler bu ülkede Abdal, Dom, Lomda bizim insanımız diyemiyorsak yaptığımız bencilik değil ise nedir?
Bu ülkede çingene -Roman gerçeği olduğu kadar bu gurupların varlığını da yok saymak, hazmedememe duygusundan öte gitmeyeceği gibi, karşı çıkanların Romanlar üzerinden ikbal beklentisini güçlü tutmak mıdır? Almanya da bile Roman meselesi yazılırken ‘Zigeuner-Sinti ‘ veya ‘Roma und Sinti’ yani Roman ve diğer Roman gurubu olarak Sinti’lerden söz eder. Birlikte yaşamak dediğimiz bütüncül düşünce içinde bu toplumsal gurupları yok saymak haksızlıktır. Diyarbakır'daki Domları. Gaziantep'teki Abdalları anlayamayan zihniyetler Roman meselesini daha da siyasallaştırır. Meseleyi Roman milliyetçiliğine getirir. Bu tür savunuculuk hareketleri asla fayda getirmez. Birlikte yaşamak dediğimiz bütüncül düşünce içinde bu toplumsal gurupları yok saymak, Romanları da yok saymaktır.
Bizi ayrıştıranlardan farkımız kalmaz. Konuya büyük Türkiye olarak bakmak gerekir. Ayrıştırmadan, ötekileştirmeden” ifadelerini kulandı.