Edirne’de yaşanan kuraklık tarımı olumsuz olarak etkilemeye devam ediyor. Bu pandemi döneminde suyun, gıdanın ne kadar önemli olduğu tüm ülkeler tarafından bir kez daha anlaşıldı. Çünkü herkesi evine kapatan virüs yüzünden sadece evde tüketilecek gıda düşünüldü. Tarıma bu konuda büyük destek olunması gerektiğini düşünüyorum. Dünyayı etkisi altına alan pandemi sonrasına tüm ülkeler dışarı ithalatı durdurdu. Bazen ülke olarak paran da olsa alamazsın, çünkü satacak birini bulamazsın. O yüzden dünyanın belki de en bereketli topraklarında bulunan ülkemiz maalesef bazı gıdalarda dışarıya bağımlı konumdadır. Ne yapılıp ne dilmeli üreticiye destek verilmelidir. Üretim artmalı, dışa bağımlı konumumuz değişmelidir. Yarın ne olacağı belli değil, ikinci dalga kapıda önümüz kış, ne olacağını yaşamadan bilemeyiz. Ama kışa girerken bu virüsün azalması gerekirken artış yaşanması tüm dünyayı düşündürüyor. Hal böyle olunca yine gıda ön plana çıkıyor. Biz de bu yıl çok üretmeliyiz. Kışa hazırlanmalıyız. Bizi nasıl bir tehlikenin beklediğini kestiremiyoruz ama gıda açısından önlem alınması gerekir.
Bu pencereden bakıldığında ayçiçeği, ekinde ve çeltikte yaşanan su sıkıntısına çare bulunması gerekirdi. Mutlaka destek olunmalı. Aksi takdirde gıda sıkıntısı yaşayabiliriz ya da yüksek maliyetlere ürün alma olanağı yaşarız. Bunun için Edirne valiliği ve ziraat odası başta olmak üzere komisyonlar toplanıyor ve bazı kararlar alınıyor. Ama Bulgaristan’a yaptırımlar uygulanarak nehre su salınımı konusunda baskı artırılmalıdır. Üretimin yanında nehirlerde yaşanan su azlığı ekolojik dengeyi de olumsuz yönde etkiliyor. Nehirler alarm veriyor buna dikkate alın. Kalın sağlıcakla…