Cuma günü Cumhurbaşkanımızın verdiği müjde herkesi heyecanlandırdı. Vatandaşların en büyük beklentisi doğal gaz faturalarının düşmesi ve daha kolay bir yaşam sürmek. Gerçekten Türkiye’nin enerjisinin en büyük sorunu dışarıya bağımlı olmasıydı. Akdeniz’de başlayan aramalara Karadeniz’de eklendi. Nitekim doğal gaz aramasını yapıldığı gemiler de Türk gemisi mühendisi de Türk mühendisi olması maliyetleri düşürüyor. Bu da Türkiye’mizin elini güçlendiriyor. Fransa ve diğer ülkeler Akdeniz’de arama yapmak için bize sondaj gemisi kiraya vermeyince biz de ülke olarak kendi gemimizi yaparak aramaya başladık. Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Daha öncede İsrail ile insansız hava araçları konusunda anlaşamayan Türkiye, İHA üretmeye başladı. Hatta geliştirerek Silahlı olan SİHA üreterek tüm dünyaya adından söz ettirdi. Bizi bazı silah ya da teknolojik aletlerden kısıtlamak isteyen güçlü devletler bize iyilik yapmaya başladılar. Hiç aklımızda yokken mecburen de olsa üretmeye başladık. Nitekim bu güzel haberin ardından halkımız umutlandı. Aslında devletimiz de umutlandı. Umarız hayırlısı olur. Daha da buluruz ve enerji konusunda hiçbir ülkeden ithal etmeyiz. Biz de kendi doğal kaynaklarımızı kendimiz işleyerek piyasaya sunarız. Halk olarak beklentimiz bu yöndedir.
Cumhurbaşkanımızın konuşmasından bir bölümü sizinle paylaşıyorum: Enerjinin, kalkınmanın temel unsuru olmanın yanında milli bağımsızlığın gerçek anlamda tesisinde de çok büyük öneme sahip olduğunu belirten Erdoğan, "Ülkelerin ortaya koydukları vizyonların hayata geçebilmesi, enerji sektöründeki istikrarla orantılıdır. Dünyada son bir asırdır yaşanan hiç bir karmaşa, savaş, kaos, çatışma, çekişme yoktur ki gerisinde öyle veya böyle enerji hesabı yatmasın. Petrol ve doğalgaz sahalarının kontrolü ve güvenliği için yeri geldiğinde milyonlarca insanın canının hiçe sayıldığı vahşi bir düzen kurulmuştur. Bir damla petrolü, oluk oluk akan insan kanından daha değerli gören bu gayri insani düzen hala hükümranlığını sürdürmektedir."