Geçen hafta Edirne tatilde diye yazdık ama bu hafta yoğun bir hafta geçirdik. Kapıkule’ye kurulan alışveriş çadırı ve çevrecilerin CHP İl Başkanlığından kovuldukları yönündeki açıklamaları gündeme damgasını vurdu.
Öncelikle bu Çorlu Fuarcılık adı altında Kapıkule’ye kurulan devasa çadır, kesinlikle yanlış bir uygulamadır. Buna izin vererek göz yuman hangi kurumsa Edirne esnafına zarar verecek bir uygulamanın altına imza atmıştır. Bugüne kadar turizm adına yapılan bütün çalışmalar esnafımızın yarasına merhem olmuştur. Bundan sonrada olacaktır. Ama böyle alışveriş çadırı gibi uygulamalardan kaçınılmalıdır. Bugün fuarcılık adında kurulur, yarın onlara izin verdiniz biz de burada bunu yapalım, derken Kapıkule curcunaya döner ve bu curcuna, hem Edirne’ye hem de kent esnafına zarar verir. Bu tip uygulamalardan kaçınılması tarafındayım. Bu gibi uygulamalar şehrin klasını düşürür ve oradaki esnafı kim nasıl denetleyecek. Her elini kolunu sallayan çadır kurup satış yaparsa bu şehrin sahipsiz olduğunu gösterir. Üç kuruşluk kira vesayre gelirini kendinize kar görmeyin derim. Bu kent her zaman kültür ve sanat şehri turizm şehri olarak tüm dünyaya kendini kanıtlamıştır. Bu yüzden de öyle yönetilmesi gerekir. Böyle kararlar verilirken dikkatli olması ve her şeyi göz önünde bulunarak karar verilmesi gerekir. Yanlışın neresinden dönersen kardır. Dönün…
Öte yandan Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği geçtiğimiz hafta CHP İl Başkanı tarafından ziyaret esnasında fikir çatışması yaşanmasının ardından kovulduklarını iddia ettiler. Burada ne konuşulduğu ya da nasıl kovuldukları yada uğurlandıklarını hepsi kendine göre açıklıyor. Demokrasilerde fikirler ortaya konur ve konuyla ilgili çoğunluğun kararı gerçekleştirilir. Tabi ki eleştiriler olur ama toplumun çıkarları her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. Eğer kişisel çıkarlar toplumun çıkarlarının önüne geçerse buna demokrasi diyemeyiz. Bu yüzden bu polemiğin bence sonlandırılması gerekir ve toplumun çıkarları gözetilmelidir. Kalın sağlıcakla