Pandeminin hayatımıza girmesiyle birlikte dünya genelinde ev gençleri sayısında büyük bir artış yaşandı. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü verilerine göre 36 ülke arasında en fazla ev genci olan ülke, 5 milyon 700 bin kişi ile Türkiye olarak belirlendi.
NEET yani diğer bir deyişle ev genci; kaygılı, mutsuz, umutsuz, okumak istemeyen, işsiz ve daha kötüsü iş hayatına girmek için hiç çaba harcamayan, çoğunlukla üniversite mezunu 20-24 yaş aralığındaki bireylerin genel adı. Kısacası ne eğitime ne de istihdama katılmaya gönlü olmayan gençler olarak tanımlanıyor ve her geçen gün sayıları artıyor.
Peki bedenin çalışmak için oldukça verimli olduğu ve üniversite bilgilerinin henüz taze olduğu bu dönemde gençler neden çalışma hayatına küsüp kendilerini eve kapatıyor?
Araştırmalara göre gençler, isteyerek ev genci olmuyorlar. Bazıları iş hayatından korktuğu için iş başvurusu yapmaktan çekiniyor, bazıları yüksek lisans yapmış olmasına rağmen hak ettikleri maaşı alamayacağından korkuyor, bazıları Türkiye ekonomisinin yakın dönemde kötüleşeceğini düşünüyor ve torpil olmadan işe girmenin imkansız olduğuna inanıyor, bazıları ise yurt dışında çalışmak istiyor. Sonuç olarak her korku gençleri aynı kapıya çıkartıyor; ev gençliği.
Bana göre, sayısı her geçen gün artan ev gençlerinin bir tanesini bile kaybetmememiz gerekiyor. Onlar kariyer yollarında umutsuzluğa kapılmış olsa da yollarını açmak, onlara umut ışığı olmak bize düşüyor. Her birinin kendine has enerjisi ve çağın ötesinde fikirleri ülkemizi bir adım daha ileriye taşıyacak olan tek çare. Ayrıca gençleri kaybetmek için değil de onları kazanmak için geliştireceğimiz politikalar ülke refahımız ve gelişmişlik düzeyimiz için de önemli bir yere sahip.
Hiçbir gencin umudunun solmaması dileğiyle…
"Ev gençliği" son zamanlarda yaygın bir şekilde hayatimizin içinde olan fakat terim olarak yeni tanistigimiz bir kavram. Teşekkürler. Toplumsal sıkıntıların dile getirildiği daha çok yazılar gormek dileğiyle