18 Mart 2020 tarihinde Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı verilere göre Türkiye’de 65 yaş ve üzeri olan yaşlı nüfusu büyük bir hızla artmaya devam ediyor. Ülkemizde çok fazla üzerinde durulmayan bu toplumsal yaşlanma sorunu, her geçen gün ciddiyetini daha da artırıyor.
Verilere göre 2019 yılında Türkiye nüfusu sadece 459 bin 365 kişi artmış. Kulağa çok gibi geliyor fakat öyle değil. 2019 yılında 13,9 olan artış hızı, 2020 yılında 5,5 olmuş. Yani bir yıl içinde nüfusumuz 8,4 oranında düşmüş.
Sosyal kodlarımız, aile yapımız ve kültürümüz ile ne kadar batı ülkelerine benzemediğimizi söylesek de, genç nüfus tıpkı batı ülkelerinde olduğu gibi yavaş yavaş sosyal düzenini değiştiriyor, evlilikten uzak duruyor ve evlense bile en fazla bir çocuk dünyaya getiriyor. Bu da nüfus artış hızını azaltarak toplumsal yaşlanmayı artırıyor.
Üniversiteyi bitirip iş bulamayan, bir ev ve bir araba almak için neredeyse tüm ömrünü veren, aldığı maaşla faturalar ile mutfak ihtiyaçlarını zar zor karşılayan bireylerin çocuk yetiştirmek gibi büyük bir sorumluluğu üstlenmek istememelerine hak veriyorum.
Yeni evli çiftlere yapılacak doğru sosyal yardımlarla, nüfus gençleştirme politikalarıyla yaşlanan toplumumuz düzeltilebilir ve hatta düzeltilmek zorunda. Aksi halde dinamik, çalışkan ve teknolojiye hızlı ayak uyduran genç nüfusu kaybedeceğiz.