İklim krizi yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünyanın geleceğini etkileyen büyük küresel problemler arasında yer alıyor. Hava kirliliği, dayanılmaz sıcaklık ve buna bağlı tarımda verimin azalması gelecek nesillere neredeyse yaşama hakkı bırakmıyor.
Geçtiğimiz günlerde İngiltere’nin Cornwall eyaletinde gerçekleştirilen G7 zirvesinde ele alınan konulardan biri de tüm dünyayı etkileyen iklim değişikliğiydi. Kraliçe II. Elizabeth’in ev sahipliği yaptığı resepsiyonda Prens Charles’ın iklim değişikliği için tüm dünyanın seferber olması gerektiğinin altını çizmesi, içerisinde bulunduğumuz krizin büyüklüğünü görmemize bir kez daha sebep oldu.
İran, Umman, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin bazı bölgelerinde sıcaklığın 50 santigrat dereceyi aşarak rekor kırması, Orta Amerika’da kuraklık sebebiyle iklim kaynaklı büyük göçlerin başlaması, sıcaklık kaynaklı ölümlerin artması ve Türkiye’de ise ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinin artık yaşanmıyor olması küresel iklim değişikliğinin en büyük örnekleri arasında yer alıyor.
Uzmanlara göre ise yaşanan bu felaketin dünyamıza daha büyük hasarlar vermemesi için üç büyük önlemin uygulanması gerekiyor. Bu önlemlerin başında 200 yıldır benimsediğimiz ekonomik düşünceyi çöpe atarak tamamen doğa canlısı bir sistem benimsemek, ormanların ve tüm habitatın korunması için ekstra politikalar geliştirmek ve en önemlisi acil gereksinim planları oluşturarak hızlıca harekete geçmek gerekiyor.
Eğer birlik olup harekete geçmezsek yakın gelecekte üzerinde yaşayabileceğimiz bir dünya ne yazık ki kalmayacak.