Aralık ayında aşı çalışmalarına yoğun olarak başlamak istediklerini söyleyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, inaktif denilen ve yan etkisinin daha az olduğu düşünülen aşıdan 50 milyon doz için sözleşme imzaladıklarını söyledi. Aralık ayı içerisinde de bu 50 milyon doz aşıdan en az 10 milyonunu temin etmiş olacaklarının altını çizerek 11 Aralık’ta Türkiye’de aşı olunmaya başlayacağını belirtti. Ayrıca Nisan ayında yerli aşımızın çıkacağı haberini de veren Fahrettin Koca, o zamana kadar diğer ülkelerden temin edebilecekleri ne kadar aşı varsa hepsine talip olduklarını duyurdu.
Açıklamaların ardından gerek sosyal medyada gerekse gündelik hayatta insanların aklında birçok soru işareti oluştu ve aşı hakkında çok sayıda yalan haber ortaya çıktı. Özellikle herkes aşı olmak zorunda mı? Ya da nasıl bir sıralamaya göre aşı olunacak? gibi sorular fazlaca sorulmaya başlandı. Öncelikle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ilk aşamada sağlık çalışanlarına, 65 yaş üstü, engelli ve koruma evlerinde kalanlar gibi kalabalık yerlerde yaşayan bireylere öncelik tanınacağını belirtti. Onun haricinde aşı içeriklerine bakacak olursak da ileri aşamada olan Çin’in Sinovac, ABD’nin Moderna ve Almanya-ABD Biontech aşılarının üçü de uzmanlar tarafından şimdilik güvenilir bulundu.
Koronavirüs ile ilgili kavramları bile daha yeni yeni anlayabiliyorken aşı üzerinde bu kadar fikir ayrılığı olması hepimizin canını sıkıyor. Uzmanlar tarafından sorunsuz olan aşılar halkın bir türlü içine sinmiyor. Sonu belli olmayan ve her kapısı ürkütücü bir bilim kurgu filmine çıkan bu durumdan bizi en doğru şekilde ne kurtarır bilemiyorum. Virüs mutasyona uğrarsa aşı etkisini kaybeder mi ya da aşı olduktan sonra bizi nasıl tehlikeler bekliyor onu da bilemiyorum. Bildiğim tek şey tüm dünya insanlarının büyük bir tatile ihtiyacı olduğu. Virüssüz, sıkıntısız, maskesiz…